Budapeşte

  

Budapeşte 



Çok kısa vakit geçirdiğim bir şehir olsa da tanınan Chain Bridge ve Goulash Soup'u deneyimleme fırsatım olmuştu. Kısa bir süre kalmıştım çünkü Türkiye'den Polonya'ya direkt uçuşun olmaması ve aktarmalı uçuşların da aşırı pahalı olmasından kaynaklı ilk olarak Macaristan'a, oradan da otobüsle Polonya'ya geçmiştim. 

Havaalanında indikten sonra ilk olarak beni idare edecek kadar, ülkenin para birimi olan Macar Forintlerinden aldım. Başta aldığım forintlerin beni idare edeceğini düşünmüştüm, yanlış düşünmüşüm... (Eylül 2019 / 1 Lira = 52 Macar Forinti)

Baktığım zaman elimde bayağı fazla bir miktar vardı ancak bir suyun yaklaşık 400 forint olduğunu gördüğümde hızlı bir şekilde biteceğini anlamıştım. Havaalanı çıkışı şehir merkezine giden çok sayıda otobüs vardı. Para çevirme esnasında tanıştığım Erdal abi Budapeşte'ye daha önce geldiği için bana nereden bilet alacağımı, hangi otobüse bineceğime, nerede ineceğime dair bilgiler vermişti de kolayca bulmuştum şehir merkezini.


Groupama Stadyumu

Merkezde ilk karşıma çıkan Groupama Stadyumu'ydu. Ferencvaros'un 20.000 kişilik stadyumu, önünde metalden yapılmış oldukça büyük bir kartal heykeli vardı. Zamanım kısıtlı olduğu için çok durmadan yola devam ettim. Zaman sıkıntısı bir yana, 2 valiz ve 2 sırt çantasıyla dolaşmak, valizler kilogram limitini aşmasın diye üstümdeki ağır, kalın kıyafetler ve eylül ayında giydiğim botlar zorluyordu :))

Flixbus otobüslerinin olduğu otobüs durağına geldiğimde valizlerimi bırakabileceğim kasalar vardı. Büyük boy kasalar 800 Forinte kiralanıyordu küçükler ise 450. Bendeki eşyaları düşündüğümde büyük boya zar zor sığdırmıştım...Flixbus durağına gelme sebebim ise gece Krakow'a buradan gidecektim. Eşyalarımı bırakıp botlarımdan kurtulduktan sonra yolluk 2-3 yiyecek aldım, tabi onlara da 400-500 arası bir Forint ödedim. 

Chain Bridge


Kraliyet Sarayı

Uzun bir yürüyüşten sonra Chain Bridge'e vardım. Sanırım şehirdeki en güzel yer. Tuna Nehri üzerine kurulu Buda ve Pest'i birbirine bağlayan Aslanlı Köprü ya da Zincir Köprü. Köprü üzerinde bir baştan bir başa yürüyüp duran, fotoğraflar, videolar çeken yüzlerce turist görebilirsiniz. Köprünün alt kısımlarında fazlaca restoran, kıyıya yanaşmış tekne restoranlar mevcut. Aynı zamanda köprünün diğer ucundaki tepede çok güzel bir estetiğe sahip olan Kraliyet Sarayı'nı görüyorsunuz. 

Uzun geri dönüş yolunu da düşündüğümde fazla vakit kaybetmeden meşhur gulaş çorbasını içip dönmeyi planlıyordum. Meydandaki çok sayıda restorandan gelişigüzel birine girdim ve siparişi verdim. Gelişigüzel desem bile biraz seçici davrandım çünkü menü fiyat listesini girişe yazan tek yer orasıydı sanırım. Şehirde her şey yüksek fiyatlıydı, bahsedeceğim çorbanın fiyatı 1990 Forintti. O zamanın kuruna göre Forintiniz yoksa 6 Euro da kabul ediyorlardı. 

Gulaşı daha önce araştırmamıştım, bir çorba beklerken önüme yemek geldi desem yeridir. Bu şekilde görünce parasını en azından biraz daha hak ettiğini düşünmeye başlayıp kendimi buna inandırdım :) Fotoğrafta da gözüküyor aslında malzemeler. Et, patates, havuç, soğan vs. vardı. Tadını bizim yemeklerimizden farklı yapan farklı bir acı sosu olmasıydı. 

Gulaş Çorbası



Şehirde fazla kalamasam da gitmek isteyenlere kesinlikle önereceğim yerlerdendir. Fırsat olur da tekrar gitme imkanım olursa ilk kez gidiyormuş gibi detaylı bir gezi planı yapmayı düşünüyorum çünkü şehri öne çıkaran çok farklı tipte tarihi yapı vardı. Özellikle yukarıda biraz bahsettiğim Kraliyet Sarayı bunun en güzel örneklerinden biridir. 

Diğer şehirleri okumak isterseniz sayfalar kısmından ulaşabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder